2022 YILI İÇİN GEÇERLİ OLACAK ASGARİ ÜCRET (01.07.2022-31.12.2022)
ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESABI (TL / AY)
|
İŞVERENE MALİYETİ (TL / AY)
|
- 0
- Kategori Çalışma Hayatından Haberler
- Yazan Osman Kaan Benokan
ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESABI (TL / AY)
|
İŞVERENE MALİYETİ (TL / AY)
|
ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESABI (TL / AY)
|
İŞVERENE MALİYETİ (TL / AY)
|
Asgari Ücret 2021 Yasal Kesintileri |
|
Brüt Ücret | 3.577,50 TL |
Sigorta Primi İşçi Payı | 500,85 TL |
İşsizlik Sigortası Primi İşçi Payı | 35,78 TL |
Gelir Vergisi Matrahı | 3.040,88 TL |
Gelir Vergisi | 456,13 TL |
Damga Vergisi | 27,15 TL |
Kesintiler Toplamı | 1.019,91 TL |
Asgari Geçim İndirimi (Bekâr ve Çocuksuz) | 268,31 TL |
NET ÜCRET (Asgari Ücret + AGİ Dahil) | 2.825,90 TL |
Asgari Ücret | 3.577,50 TL |
SGK Primi % 15,5 (İşveren Payı) | 554,51 TL |
İşveren İşsizlik Sigorta Fonu | 71,55 TL |
İşverene Toplam Maliyeti | 4.203,56 TL |
7256 sayılı torba yasa 11.11.2020 tarihinde TBMM’de kabul edildi.
· Kanun neleri içeriyor
31.08.2020 tarihine kadar kamu idarelerine beyan edilmesi zorunlu olan veya bunlar tarafından tahsil edilmesi gereken,
· Vergiler
· Vergi cezaları
· Bunlara bağlı gecikme faizleri ve zamları
· İdari para cezaları
· SGK prim alacakları ve cezaları
· Diğer kamu alacakları
· Yapılandırma nasıl olacak
· Kesinleşmiş vergi asılları ile idari para cezalarının tümü tahsil edilecek
· Vergi cezalarının %50 si tahsil edilecektir.
· Kamu alacakları için idareler tarafından tahakkuk ettirilmiş olan gecikme faizi, gecikme zammı ve gecikme cezalarının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine (Yİ- ÜFE) esas alınarak belirlenecek tutar tahsil edilecektir.
· Borçlulara iki ayda bir ödenmek üzere 6-18 arasında değişen taksit olanağı getirilmiştir.
· Bu Kanundan yararlanmak isteyen borçluların 31.12.2020 tarihine kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları gerekmektedir.
· Ayrıntılara ilişkin konularda uygulayıcılara yol göstermek üzere tebliğler çıkarılacaktır.
7162 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 30 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazete ile yayımlandı.
Bu tarihi izleyen günlerde, bazı basın organlarında ve internet sitelerinde kıdem tazminatından kesilen gelir vergisi geri verilecek şeklinde başlıklar gördük.
7162 sayılı Kanunun ilgili maddesi şöyle;
“193 sayılı Kanun’a aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.”
“27/3/2018 tarihinden önce karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisi, hizmet erbabının düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edilir.”
Sitemize gelen ve e postamızla yanıtladığımız pek çok soru bu konudaydı. Durumu Sitemizde açıklamak istedik.
Gelir Vergisi Yasası uyarınca kesilen gelir vergisi iade edilecek olan tazminat, işverenle işçinin anlaşarak, kıdem ve ihbar tazminatı ile bunlara ek olarak yapılacak bir ödeme karşılığı, iş sözleşmelerini sona erdirme hallerinde işverenin ödediği tazminattır. Bu sözleşmeye ikale sözleşmesi de denilmektedir. İkale sözleşmesi ile ödenen tazminattan gelir vergisi kesilmekteydi. Çünkü bu şekilde bir fesih İş Kanunu tarafından öngörülmediği için kıdem tazminatı dışında bir tazminat sayılıyordu.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda, 21.03.2018 tarih ve 7103 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar ücret sayılan ödemeler arasına dâhil edilmiş ve bu tazminatlar ile kıdem tazminatı toplamının ancak yasal kıdem tazminatı tutarına kadar olan kısmı için istisna uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bu düzenlemeler nedeniyle ikale sözleşmesinin feshi sonrası yapılan ödemeler 27/03/2018 tarihi itibariyle istisna kapsamına alınmıştır.
Son düzenleme ile, 27.03.2018 tarihi öncesi yapılan gelir vergisi kesintilerinin iadesi gündeme gelmiştir.
Bu geçici maddenin nasıl uygulanacağı, Gelir İdaresi Başkanlığınca hazırlanan Seri No: 306 Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği Taslağında yer almıştır.
5510 sayılı Kanunun 4’ncü maddesinin 1’nci fıkrası (a) bendine tabi sigortalıların sigorta primi ve işsizlik sigortası primlerine esas günlük ve aylık kazançlarının alt ve üst sınırları
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında sigorta primine esas;
Günlük kazanç alt sınırı 85,28 TL
Aylık kazanç alt sınırı 2.558,40 TL
Günlük kazanç üst sınırı 639,60 TL
Aylık kazanç üst sınırı 19.188,00 TL
Çırak ve öğrenciler için;
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 25 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca; aday çırak, çıraklar, işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler ile mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kuramlarında okumakta iken staja, tamamlayıcı eğitime veya alan eğitimine tabi tutulan öğrencilerin sigorta primleri, asgari ücretin yüzde ellisi üzerinden hesaplanmaktadır.
Buna göre, bu kapsamda yer alan çırak ve öğrencilerin prime esas kazançları;
Günlük kazanç tutarı 42,64 TL
Aylık kazanç tutarı 1.279,20 TL
Prime esas kazançlardan istisna tutulacak yemek parası, çocuk zammı ve aile zammı (yardımı) tutarları;
5510 Sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalıların;
– Yemek parası:
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında; 5,12 TL (Günlük)
– Çocuk zammı:
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında; 51,17 TL(Aylık)
– Aile zammı (yardımı):
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında; 255,84 TL (Aylık) tutarındaki kazançları, prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.
Sosyal Güvenlik Sözleşmesi Olmayan Ülkelerde İş Üstlenen İşverenlerce Yurt Dışındaki İşyerlerinde Çalıştırılmak Üzere Götürülen Sigortalılar için;
5510 sayılı Kanunun 82’nci maddesinin birinci fıkrası gereğince sigorta primine esas kazanç üst sınırı sosyal güvenlik sözleşmesi olamayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçiler için 3 katı olup söz konusu hüküm gereğince sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen sigortalıların;
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında;
Günlük kazanç alt sınırı : 85,28 TL
Aylık kazanç alt sınırı : 2.558,40 TL,
Günlük kazanç üst sınırı : 255,84 TL
Aylık kazanç üst sınırı : 7.675,20 TL olarak uygulanacaktır.
5510 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesi kapsamında ev hizmetlerinde ayda 10 gün ve üzerinde sigortalı çalıştıran işverenlerin ödeyecekleri aylık kazançların alt ve üst sınırları ile 10 günden az sigortalı çalıştıranların ödeyeceği iş kazası ve meslek hastalığı primleri ve sigortalılarca yapılacak ödemeler
a.1- Ev hizmetlerinde sigortalı çalıştıran işverenin sigortalı ve işveren hissesi ile işsizlik sigortası primi dahil (5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi ile ikinci fıkrası, 4447 sayılı Kanunun 50 nci ve geçici 10 uncu maddeleri teşviklerinden yararlananlar için yapılan indirimler hesaplamaya dahil edilmemiştir.),
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında günlük kazanç alt sınırına göre ödeyecekleri tutar
Ayda 10 gün sigortalı çalıştıran için 85,28 x 10 x % 37,5 = 319,80 TL
Ayda 30 gün sigortalı çalıştıran için 85,28 x 30 x % 37,5 = 959,40 TL
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında günlük kazanç üst sınırına göre ödeyecekleri tutar
Ayda 10 gün sigortalı çalıştıran için 639,60 x 10 x % 37,5 = 2.398,50 TL
Ayda 30 gün sigortalı çalıştıran için 639,60 x 30 x % 37,5 = 7.195,50 TL
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında günlük kazanç alt sınırına göre ödeyecekleri tutar
Ayda 10 gün sigortalı çalıştıran için 85,28 x 10 x % 32 = 272,90 TL (*)
Ayda 30 gün sigortalı çalıştıran için 85,28 x 30 x % 32 = 818,69 TL (*)
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında günlük kazanç üst sınırına göre ödeyecekleri tutar
Ayda 10 gün sigortalı çalıştıran için 639,60 x 10 x % 32 = 2.046,72 TL
Ayda 30 gün sigortalı çalıştıran için 639,60 x 30 x % 32 = 6.140,16 TL
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında günlük kazanç alt sınırına göre ödeyecekleri tutar
Ayda 1 gün sigortalı çalıştıranlar için 85,28 x % 2 = 1,71 TL (*)
Ayda 9 gün sigortalı çalıştıranlar için 1,71 x 9 = 15,39 TL
b.2- Ev hizmetlerinde aynı işveren yanında ayda 10 günden az sigortalı çalışanların ödeyecekleri malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası ile genel sağlık sigortası primi,
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında günlük kazanç alt sınırına göre ödeyecekleri tutar
85,28 x 30 x % 32,5 = 831,48 TL
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında primlerini kendileri ödeyen sigortalıların prime esas aylık kazançlarının alt ve üst sınırları ile ödenecek prim tutarları
1- 5510 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesine tabi sigortalılar;
5510 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesine tabi olarak tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar,
1/1/2019-31/12/2019 tarihleri arasında;
Günlük kazanç alt sınırına göre : 85,28 TL x 26 x % 34,5 = 764,96 TL,
Günlük kazanç üst sınırına göre : 639,60 TL x 26 x % 34,5 = 5.737,21 TL, ödeyeceklerdir.
2- 5510 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesine tabi sigortalılar;
5510 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesine tabi olarak ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarında çalışanlar ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılanlar,
1/1/2019-31/12/2019 tarihleri arasında işsizlik sigortası primi ödemek istemeyenler;
Günlük kazanç alt sınırına göre : 85,28 TL x 26 x % 32,5 = 720,62 TL (*),
Günlük kazanç üst sınırına göre : 639,60 TL x 26 x % 32,5 = 5.404,62 TL,
1/1/2019-31/12/2019 tarihleri arasında işsizlik sigortası primi dahil ödemek isteyenler;
Günlük kazanç alt sınırına göre : 85,28 TL x 26 x % 35,5 = 787,13 TL,
Günlük kazanç üst sınırına göre : 639,60 TL x 26 x % 35,5 = 5.903,51 TL ödeyeceklerdir.
3- 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında isteğe bağlı sigortalılar;
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında ödenebilecek isteğe bağlı sigorta primi aylık alt sınırı, 85,28 TL x 30 x % 20 = 511,68 TL,
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında ödenebilecek isteğe bağlı sigorta primi aylık üst sınırı, 639,60 TL x 30 x % 20 = 3.837,60 TL,
İşsizlik sigortası primi ödemek istemeyenler;
1/1/2019-31/12/2019 tarihleri arasında,
Aylık kazanç alt sınırına göre: 85,28 TL x 30 x %32 = 818,69 TL(*) (/30 x gün sayısı),
Aylık kazanç üst sınırına göre: 639,60 TL x 30 x %32 = 6.140,16 TL(/30 x gün sayısı),
İşsizlik sigortası primi dahil ödeyecekler;
1/1/2019-31/12/2019 tarihleri arasında,
Aylık kazanç alt sınırına göre: 85,28 TL x 30 x % 35 = 895,44 TL (/30 x gün sayısı),
Aylık kazanç üst sınırına göre:639,60 TL x 30 x % 35 = 6.715,80 TL(/30 x gün sayısı), ödeyeceklerdir.
4- 2925 sayılı Kanuna tabi sigortaların prime esas kazanç ve ödeyecekleri prim tutarı;
2925 sayılı Kanuna tabi sigortalıların prime esas günlük kazançları, 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas kazancın günlük alt sınırı, prim ödeme gün sayısı ise her ay için 15 gündür. Prim oranı %32,5 olup %12,5’i genel sağlık sigortası primi, % 20’si malullük yaşlılık ve ölüm sigortası primidir.
Buna göre, 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalıların, prime esas kazanç tutarı ve ödeyecekleri prim tutarı:
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında;
85,28 TLx 15 x% 32,5 =415,74 TL,
olacaktır.
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalıların prime esas günlük kazançlarının alt ve üst sınırlarına göre ödeyecekleri aylık prim tutarları
1- 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin;
– (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerine tabi sigortalıların,
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında;
Günlük kazanç alt sınırına göre : 85,28 TL x 30 x % 34,5 = 882,65 TL (*),
Günlük kazanç üst sınırına göre : 639,60 TL x 30 x % 34,5 = 6.619,86 TL,
– (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılar,
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında;
Günlük kazanç alt sınırına göre : 85,28 TL x 26 x % 34,5 = 764,96 TL,
Günlük kazanç üst sınırına göre : 639,60 TL x 26 x % 34,5 = 5.737,21 TL, prim
ödeyeceklerdir.
2- 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında isteğe bağlı sigortalılardan;
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında ödenebilecek isteğe bağlı sigorta primi aylık alt sınırı, 85,28 TL x 30 x % 32 = 818,69 TL (*),
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında ödenebilecek isteğe bağlı sigorta primi aylık üst sınırı, 639,60 TL x 30 x % 32 = 6.140,16TL,
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında;
85,28 TL x 26 x % 32 = 709,53 TL prim ödeyeceklerdir.
5510 sayılı Kanunun 60 inci ve Ek 13 üncü maddesi kapsamındaki genel sağlık sigortalılarının ödeyecekleri prim tutarları;
1- 5510 sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ve Ek 13 üncü maddesi kapsamında olanların ödeyecekleri genel sağlık sigortası primi;
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında ödeyecekleri genel sağlık sigortası aylık prim tutarı;
2.558.40 x % 3 = 76,75 TL, olacaktır.
2- 5510 sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında olanların ödeyecekleri genel sağlık sigortası primi;
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında ödeyecekleri genel sağlık sigortası aylık prim tutarı;
2.558.40 TL x 2 = 5.116,80 TL x % 12 = 614,02 TL (*),
olacaktır.
3- 5510 sayılı Kanunun 60 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki yabancı uyruklu öğrencilerin ödeyecekleri genel sağlık sigortası primi;
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında ödeyecekleri genel sağlık sigortası aylık prim tutarı;
2.558.40 TL / 3 = 852,80 TL x % 12 = 102,34 TL (*), olacaktır.
4- 5510 sayılı Kanunun 60 inci maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca avukatlık stajı yapmakta olup bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar için Türkiye Barolar Birliği tarafından ödenecek ödeyecekleri genel sağlık sigortası primi;
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında ödeyecekleri genel sağlık sigortası aylık prim tutarı;
2.558.40 TL x % 6 = 153,5 TL, olacaktır.
5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre yapılacak hizmet borçlandırılması ile 3201 sayılı Kanuna göre yurtdışında geçen sürelerin borçlandırılmasına esas tutar
5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre yapılacak hizmet borçlanmaları ile 3201 sayılı Kanuna göre yapılacak yurtdışı borçlanmalarında borçlanılacak günlük tutar, başvuru tarihindeki 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32’sidir.
Buna göre, 2019 yılı için belirlenen asgari ücret tutarları karşısında, yurtdışında geçen süreler ile 41 inci maddede belirtilen hallere ilişkin sürelerin borçlanılmasında;
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında,
– Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarının;
Alt sınırı : 85,28 TL x % 32 = 27,29 (*),
Üst sınırı: 639,60 TL x % 32 = 204,67 TL, esas alınacaktır.
5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi kapsamında kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik kalan sürelerinin borçlandırılmasında 1/1/2012 tarihinden itibaren kalan sürelerinde genel sağlık sigortalısı sayıldıklarından bu kişilerin genel sağlık sigortası prim borcu olması halinde % 32 oranı üzerinden, borç bulunmaması halinde % 20 oranı üzerinden hesaplama yapılacaktır.
1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında,
– Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarının;
Alt sınırı: 85,28 TL x % 20 = 17,06 TL (*),
Üst sınırı: 639,60 TL x % 20 = 127,92 TL,
esas alınacaktır.
Geçici iş göremezlik ödeneklerinin alt sınıra tamamlanması
5510 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca; iş kazaları ile meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortalarından, yeniden tespit edilen alt sınırların altında bir günlük kazanç üzerinden ödenek almakta bulunanların veya almaya hak kazanmış yahut kazanacak olanların bu ödeneklerinin, günlük kazancın alt sınırındaki değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten başlanılarak, değiştirilmiş günlük kazançların alt sınırına göre ödenmesi gerekmektedir.
Buna göre, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 5 inci maddesinde sayılan sigortalıların geçici iş göremezlik ödeneklerinin değiştirilmiş günlük kazanç alt sının;
-1/1/2019 tarihinden önce geçici iş göremezliğe uğrayan ve geçici iş göremezlik durumları bu tarihten sonra da devam eden ve geçici iş göremezlik ödeneği hesabına esas günlük kazançları,
85,28 TL altında hesaplanmış olanların, 1/1/2019 tarihinden 31/12/2019 tarihine kadar istirahatli bulundukları günlere ait geçici iş göremezlik ödenekleri 85,28 TL asgari günlük kazanç üzerinden, Çırak ve öğrencilerin geçici iş göremezlik ödeneklerinin değiştirilmiş günlük kazanç alt sınırı;
-1/1/2019 tarihinden önce geçici iş göremezliğe uğrayan ve geçici iş göremezlik durumları bu tarihten sonra da devam eden ve geçici iş göremezlik ödeneği hesabına esas günlük kazançları, 42,64 TL altında hesaplanmış olanların, 1/1/2019 tarihinden 31/12/2019 tarihine kadar istirahatli bulundukları günlere ait geçici iş göremezlik ödenekleri 42,64 TL asgari günlük kazanç üzerinden, hesaplanacaktır.
Emzirme ödeneği
5510 sayılı Kanunun 16 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, analık sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip, Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden emzirme ödeneği verileceği hükme bağlanmıştır.
Konu ile ilgili olarak Yönetim Kurulumuzca alınan 25/12/2009 tarihli ve 2009/407 sayılı karar ile 2010 yılından başlamak üzere bundan böyle her yıl bir önceki yıl için Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) değişim oranında artırılmasına bu şekilde hesaplanarak bulunacak rakamlardaki kuruşların liraya iblağ edilmesine ve konunun Bakan onayına sunulmasına karar verilmiş ve 31/12/2009 tarihli ve 179679 sayılı Bakanlık Makamı Olur’u ile onanmıştır.
Bu durumda, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2018 yılı için TÜFE oranlarında ortaya çıkan değişim oranının % 20,30 olduğu dikkate alındığında, 2018 yılında 149,00 TL olan emzirme ödeneği tutarı 2019 yılında 180,00 TL olacaktır.
Cenaze ödeneği
5510 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine, Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden cenaze ödeneği ödeneceği hükmüne yer verilmiştir.
Konu ile ilgili olarak Yönetim Kurulumuzca alınan 25/12/2009 tarihli ve 2009/407 sayılı karar ile 2010 yılından başlamak üzere bundan böyle her yıl bir önceki yıl için Türkiye istatistik Kurumu Başkanlığı tarafından açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) değişim oranında artırılmasına bu şekilde hesaplanarak bulunacak rakamlardaki kuruşların liraya iblağ edilmesine ve konunun Bakan onayına sunulmasına karar verilmiş ve 31/12/2009 tarihli ve 179679 sayılı Bakanlık Makamı Olur’u ile onanmıştır.
Bu durumda, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2018 yılı için TÜFE oranlarında ortaya çıkan değişim oranının % 20,30 olarak açıklanması nedeniyle 2018 yılında 595,00 TL olan cenaze ödeneği tutarı 2019 yılı için 716,00 TL olarak belirlenmiştir.
İdari para cezaları
5510 sayılı Kanunda öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere, aynı Kanunun 102 nci maddesi gereğince, fiil tarihinde geçerli olan ve 16 yaşından büyük işçiler için tespit edilen aylık asgari ücret dikkate alınarak idari para cezası uygulanması gerekmektedir.
Buna göre, 1/1/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında işlenen fiiller için 2.558,40 TL, esas alınarak idari para cezası uygulanacaktır.
Türk Lirası cinsinden yapılan işlemlerin yuvarlaması (*)
5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında “Türk Lirası değerlerinin Türk Lirasına dönüşüm işlemlerinin ve Türk Lirası cinsinden yapılan işlemlerin sonuçlarında yarım Kuruş ve üzerindeki değerlerin bir Kuruşa tamamlanacağı ve yarım Kuruşun altındaki değerlerin dikkate alınmayacağı” hükme bağlanmıştır.
Bu itibarla Genelgede, yapılan hesaplamaların sonucunda bulunan rakamın virgülden sonra üç basamaklı çıkan ve üçüncü basamağındaki rakamı yarım kuruş ve üzerinde olan değerler bir kuruşa tamamlanmış, yarım kuruşun altındaki değerler ise dikkate alınmamıştır.
Bilgilerini rica ederim.
SGK Başkanlığı’nın 19/2 sayılı Genelgesinden derlenmiştir)
İSTİNAF YARGI YOLU NEDİR?
26.09.2004 tarih ve 5235 sayılı sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun ile hukukumuzda 20.07.2016 tarihinden başlayarak istinaf kanun yolu uygulaması başlamıştır.
Bu tarihten itibaren ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kesin olmayan nihaî kararlara karşı önce istinaf kanun yoluna başvurulacaktır. İlk derece mahkemeleri ile Yargıtay arasına istinaf kanun yolu getirilmiştir.
İlk derece mahkemelerinin kesin olmayan nihaî kararlarına karşı ilk önce istinaf yoluna başvurulabilecek, doğrudan doğruya temyiz yoluna başvurulamayacaktır.
İstinaf mahkemeleri hem hüküm mahkemesi hem de denetim mahkemesi olarak faaliyet gösterecektir. İstinaf incelemesi sonucu, gerekirse, ilk derece mahkemesince verilmiş olan kararı kaldıran istinaf mahkemesi, temyiz incelemesi ile görevli Yargıtay’dan farklı biçimde, mahkeme kararını bozmak yerine, yeni bir inceleme yapıp hukuka aykırı gördüklerinin yerine yeni bir karar verebilecektir.
İstinaf yargı yolunu temyiz denetiminden ayıran önemli bir özellik, maddi incelemenin de yapılabilmesidir. Ancak bu yargılama türü ilk derece mahkemesine oranla kısıtlı bir yargılama türü olacaktır.
İstinafa başvurma ilk derece mahkemesinin kararının kesinleşmesini önler.
İtiraz edilmiş olan kararın bir üst mahkemede görüşülmesidir.
Temyiz mahkemesinde denetim söz konusudur. Alt derece mahkemesi kararı doğru bulunursa sadece onama kararı verilir; alt derece mahkemesi kararı doğru bulunmazsa bozma ile yetinilir ve bozmadan sonra (alt derece mahkemesi bu karara uyarsa) bu bozmaya göre kararı verecek olan yine alt derece mahkemesidir. Yani istinaftaki kararlar (içerik olarak bazı yönlerden bazen benzerlik gösterse de) onama veya bozma şeklinde nitelendirilemez.
Zira istinaf incelemesinde yeniden yargılama yapılması, alt derece mahkemesi yerine geçilerek karar verilmesi, hukukî denetim dışında maddi vakıa denetimi yapılması söz konusudur. Buna göre salt “onama” ya da “bozma” şeklindeki kararlar verilmesi istinafa uygun değildir. Nitekim istinaf mahkemelerinde ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunursa; “onama” değil, “istinaf başvurusunun reddine” karar verilmekte; ilk derece mahkemesi kararı yanlış bulunursa, “bozma” değil, “ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak” yeni bir karar verilmesi sağlanmaktadır.
İlk derece mahkemesi kararı yanlış olmakla birlikte, bu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmiyorsa, o zaman da “ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında” karar verilmesi söz konusu olacaktır.
İstinaf mahkemesindeki yargılama ilk derecede gerçekleştirilen yargılamanın da aynısı, tekrarı ve onun yerine geçen bir yargılama değildir; istinaf mahkemesi sadece hüküm mahkemesi olmayıp aynı zamanda denetim mahkemesi olduğundan verilen kararlar ilk derece mahkemesi kararlarından da farklılık göstermektedir. Zira ilk derece mahkemesinde dava usûl ya da esastan haklı bulunmazsa,- usûlî bazı kararlar dışında- kural olarak dava reddedilir. Oysa istinaf başvurusu haklı bulunmazsa, “...istinaf başvurusunun reddine...” karar verilir (HMK md. 353/1-b). Bu ilk derece mahkemesi kararının haklı bulunduğu anlamına gelir. İstinaf başvurusu kısmen ya da tamamen haklı bulunursa, kural olarak “ilk derece mahkemesi kararı-kısmen ya da tamamen kaldırılarak...”denildikten sonra dava hakkında gerekli karar verilir. Örneğin, “... ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kabulüne....” veya “...davanın reddine...” denebilir.
Bazı durumlarda ise ilk derece mahkemesi kararı yanlıştır, ancak kararı istinaf mahkemesi değil, başka bir mahkeme verecektir. Örneğin, ilk derece mahkemesinin görevsiz veya yetkisiz olması durumunda ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılır, ancak asıl karar başka bir mahkemeye bırakılarak dosyanın oraya gönderilmesine karar verilir.
HMK 341. Maddesine göre istinaf yoluna başvurulabilecek kararlar şunlardır:
İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar (1)
MADDE 341- (1) İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/41 md.) Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir. (1)
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. (1)
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. (1)
(5) İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.
(Yrd. Doç. Dr., Altınbaş (İstanbul Kemerburgaz) Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Usul Hukuku ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)
(TBB Dergisi 2018 (134) Sh. 258 ve sonrasından derlenmiştir.)
Devam edecek
ÇALIŞMA HAYATININ DENETİM VE TEFTİŞİ İLE İLGİLİ YENİ DURUM
Devletin yetkisi
Madde 91 - Devlet, çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izler, denetler ve teftiş eder. Bu ödev Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı ihtiyaca yetecek sayı ve özellikte teftiş ve denetlemeye yetkili iş müfettişlerince yapılır.
Değişik fıkra: 12/10/2017-7036/13 md.) İşçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin başvuruları üzerine, iş sözleşmesinin devam etmesi kaydıyla birinci fıkra hükmü uyarınca işlem yapılabilir.
Değiştirilmiş olan 2’nci fıkra değiştirilmeden önce şu şekildeydi;
(Ek fıkra: 13/2/2011-6111/77 md.) 30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 10 uncu maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüklerince incelenir.
Buna dayanılarak işçi şikayetleri bölge çalışma müdürlükleri yerine geçen İş Kur il müdürlükleri görevlileri tarafından, bilgi ve belge istenerek inceleniyordu.
Kanunun yürürlük tarihinden itibaren, işçi şikayetleri sadece iş müfettişleri tarafından incelenebilecek, ancak bu şikayetlerin işleme alınabilmesi için şikayeti yapan işçinin işverenle olan iş sözleşmesinin devam ediyor olması gerekecek.
Zamanaşımı süresi
Ek Madde 3- (Ek: 12/10/2017-7036/15 md.)
İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun, yıllık izin ücreti ve aşağıda belirtilen tazminatların zamanaşımı süresi beş yıldır.
Bu madde Kanuna yeni eklenmiştir.
Borçlar Kanununa göre, Kanunda aksine bir hüküm yoksa (sözleşmeden doğan) her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir hükmüne dayanılarak on yıl olan ihbar ve kıdem tazminatından doğan alacaklarda zaman aşımı beş yıla indirilmiştir.
Yasanın 11’nci maddesine göre; 4857 sayılı İş Yasasının “FESİH BİLDİRİMİNE İTİRAZ VE USULÜ” başlıklı 20’nci maddesinin birinci maddesi değiştirilmiştir. Buna göre;
Fesih bildiriminde neden belirtilmez ise veya belirtilen neden işçi tarafından kabul edilmiyorsa fesih bildiriminin tebliği tarihinden bir ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvuru yapılmalıdır. Arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşma sağlanmaz ise son tutanak tarihinden başlayarak iki hafta içinde iş mahkemesine başvuru yapılmalıdır. Taraflar aralarında özel hakeme gitme konusunda anlaşmaya varırlarsa konu özel hakeme de bu süre içinde götürülebilir.
Arabulucuya başvurmadan konu yargıya götürülmüş ise dava usulden ret edilir ve bu karar taraflara tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden başlayarak iki hafta içinde arabulucuya başvurmak mümkün olacaktır.
Yine aynı maddenin üçüncü fıkrası da değiştirilmiştir. Buna göre;
“Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir.”
4857 sayılı Yasanın 21’nci maddesinin 3’ncü fıkrasına eklenen hüküm ile aynı maddenin 2’nci fıkrasına göre belirlenecek tazminat ile 3’ncü fıkrada yer alan en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları öder hükümlerindeki ödeme miktarları dava tarihindeki ücret esas alınarak belirlenecektir. (burada da bir bilirkişi tayini zorunluluğu bulunmaktadır)
Beşinci fıkraya eklenen hüküm ile, arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar işçinin işe başlaması konusunda anlaşmışlar ise, işe başlama tarihi, 3’ncü fıkrada düzenlenmiş olan ücret ve diğer hakların parasal miktarları, eğer işçi işe başlatılmaz ise 2’nci fıkrada düzenlenen tazminatın parasal miktarı (4-8 aylık ücret tutarında belirlenir) belirlenmek zorundadır.
Aksi halde, anlaşma olmamış sayılır. Son tutanak buna göre düzenlenir. İşçi belirlenen tarihte işe başlamaz ise fesih geçerli hale gelir. İşveren sadece hukuki sonuçları ile sorumlu olur.